



Bana Ulaşın

Bakınız:

15.yy Felsefesi
(Rönesans Felsefesi)
Rönesans Felsefesi, genel olarak felsefe tarihinde bir geçiÅŸ dönemi felsefesi olarak kabul edilir. Bu çaÄŸda bilimde ve düÅŸünce alanında yeni geliÅŸmeler meydana gelmeye baÅŸlamış, ortaya çıkan yeni perspektifler ve bilgiler Rönesans Felsefesini, Orta ÇaÄŸ düÅŸüncesiyle Yeni ÇaÄŸ düÅŸüncesi arasında köprü rolünü oynamaya yöneltmiÅŸtir.
​
Kilisenin gücünü hem ekonomik hem de düÅŸünsel anlamda kaybetmeye baÅŸladığı bir dönemdir. Ekonomik, sosyal ve kültürel geliÅŸmeler belirli bir ÅŸekilde felsefi geliÅŸmeleri etkilemiÅŸ ve bu dönemde yeni sıçramalar göstermiÅŸtir.Dinsel otoritenin zayıflamasına paralel olarak Rönesans'ta felsefe, kendini bağımsızlaÅŸtırmaya baÅŸlamıştır; bunu da deneyi ve aklı öne çıkararak yapmaya çalışmıştır. Böylece ortaçaÄŸdaki kapalı düÅŸünce biçimi açılmaya ve parçalı bir görünümle çoÄŸullaÅŸmaya baÅŸlamıştır.
Felsefe din adamlarının etkisinden çıkıp farklı konumlara sahip yazarlar ve düÅŸünürlerin ilgi alanında yer almaya baÅŸlamıştır. Kurulan üniversiteler bu bakımdan önemli bir rol oynamıştır. Rönesans felsefesi buna baÄŸlı olarak farklı düÅŸüncelerin, felsefe sorularını farklı yollardan deÄŸerlendiren felsefe eÄŸilimlerinin var olmasını saÄŸlamıştır. Bu yönelimlerin ortak bir paydası varsa, o da skolastik felsefeye karşı koymak olarak belirtilebilir.


17.yy Felsefesi



On yedinci yüzyıl felsefesi, Rönesans’ta ortaya çıkan yeni bir ruhun, Rönesans ile baÅŸlayan yepyeni bir felsefe anlayışının İngiltere’de Francis Bacon’la, Fransa’da ise René Descartes ile yerleÅŸmesi ve pekiÅŸmesini ifade eder.
Modern felsefe, her ne kadar kendisini Rönesans düÅŸüncesi ile göstermeye baÅŸlasa da esas itibariyle Batı’da 17. yüzyılda baÅŸlayıp 18. yüzyıl Aydınlanma Felsefesi ile büyük bir ivme kazanan fakat 19. yüzyıldan itibaren zaman zaman Kıta felsefesinden gelen yoÄŸun tepkilerle karşılaÅŸan felsefeyi ifade etmektedir.
​
17. yüzyıl felsefesi, modern felsefenin yaklaşık iki yüzyıl boyunca sürecek en belirgin döneminin birinci ana uÄŸrağını ifade eder.
​
17. yüzyıl felsefesi, bu yeni tarih duygusunun bir sonucu olarak, düÅŸüncede de yepyeni ve beyaz bir sayfa açan, geçmiÅŸi inkar edecek, geleneÄŸi yok sayacak ÅŸekilde bir tabula-rasadan baÅŸlayan, özne temelli bir felsefedir. Buna göre, 17. yüzyıl felsefesi, OrtaçaÄŸ Felsefesinin özellikle Skolastik dönemde üniversitelerde, teoloji fakültelerinde icra edilen, otorite temelli, dini geleneÄŸe baÄŸlı, ilahiyatın hizmetine girmiÅŸ kolektif bir felsefe olduÄŸu yerde, geleneÄŸe ve otoriteye karşı bir baÅŸkaldırıyı, kolektivizme karşı bir protestoyu, düÅŸünce, duygu ve eylem yönünden mutlak ve kesin bir özgürlük talebini dile getirip somutlaÅŸtırır.